İlgili Konular: İlahi, Ezgi, Marş
Kendine has özgün sesi ve yorumuyla Adil Avaz'ın marş ve ezgilerden oluşan onlarca eserini dinleyin.
- Adil Avaz - Senin Adın Özgürlük Olsun
- Adil Avaz - Zeynebim
- Adil Avaz - Sevdiceğim
- Adil Avaz - İntifada
- Adil Avaz - Koşun Çocuklar
- Adil Avaz - Anneye Selam
- Adil Avaz - Başkaldırdım
- Adil Avaz - Arkadaşım
- Adil Avaz - Bedir Gençliği
- Adil Avaz - Benim Kavgam
- Adil Avaz - Bundan Sonra
- Adil Avaz - Gel Gel
- Adil Avaz - Insanlık Kavgası
- Adil Avaz - Çoban Yıldızı
- Adil Avaz - Çile
- Adil Avaz - Minareler
- Adil Avaz - Kerbela
- Adil Avaz - Sen Yürü
- Adil Avaz - Şeyh Şamil
- Adil Avaz -Alisamadim
- Adil Avaz - Dağlar
- Adil Avaz - Gittiği Yolu
- Adil Avaz - İnsan
- Adil Avaz - Gururlanma
- Adil Avaz - Gel Gör Beni
- Adil Avaz - Kardeşime
- Adil Avaz - Neredesiniz
- Adil Avaz - Memleketim
- Adil Avaz - Meydan Okuyorum
- Adil Avaz - Sevdiceğim
- Adil Avaz - Özgürlük
- Adil Avaz - Selam Vermedim
- Adil Avaz - Sevgili Yarim
- Adil Avaz - Şafak Devrim Vaktidir
- Adil Avaz - Şehadet Öncüleri
- Adil Avaz - Zamaneler
- Adil Avaz - Umutlarım
- Adil Avaz - Umuda Doğru
- Adil Avaz - Silvanli
- Adil Avaz - İnsanlık Kavgası
- Adil Avaz - Sen Yürü
- Adil Avaz - Çoban Yıldızı
- Adil Avaz - Minareler
- Adil Avaz - Şeyh Şamil
- Adil Avaz - Kerbela
- Adil Avaz - Gel Gel
- Adil Avaz - İsyan Türküleri
- Adil Avaz - Delikanlı
- Adil Avaz - Masallar
- Adil Avaz - Endülüs
Adil Avaz neyin kavgasını vermişti?
Şu üç günlük dünya cenderesinde herkesin kendine has bir kavgası vardır. Herkes bir şekilde bir şeylerin kavgasını verir. Kimi işinin, kimin eşinin, kimi aşının, kimi evladının, kimi hevasının, kimi dünyasının, kimi de davasının kavgasındadır. Kişi gerekli ve önemli gördüğü şeylerin, işlerin, düşüncelerin savaşını vermeye kalkışır. Gereksiz olan eleksizdir, emeksizdir. Dikkate değmez. Uğraşmalara gelmez. Bir fayda görülmez ondan. Bir yaraya merhem diye sürülmez.
Yalnızca Rabbine boyun eğerek bütün kullukların ezici dişlilerinin boyunduruğundan felaha erişen her mümin kul, La ilahe illallah gibi ulvi bir giriş, kalış ve davranış cümlesini dava edinmekle yükümlüdür. Dava edinerek onun payidar olmasının kavgasını kuşanır. İşte bu tevhid davasını öz bir halde yansıtan sözleri sesine işleten, damar damar kanında gezdiren yiğit ezgicimiz, marşçımız Adil Avaz... Öyle tok bir sesi var ki bu adamın, dudakları kıpırdayınca yerler titriyor, gökler de inleyerek bu duruma kayıtsız kalmıyor sanki. Ses önemli tabi. Ne söylediğinle birlikte, nasıl söylediğin de çok önem taşır. Adil Avaz, derdini en delikanlı ses tonuyla okumuştur bütün ezgilerinde. Dinleyip de etkilenmeden geçeni tanımıyorum, bilmiyorum.
Kahramanlığın bir tür ezgisel yönünü temsil eder o. “Benim Kavgam” albümüyle 92’de ısındırdığı nefesinin tazeliği, hâlâ ezgilerinin üzerinde fokurdayıp duruyor. Toplamda on eserin bulunduğu bu albüm çalışmasının üzerinden iki on sene geçmiş olsa da, ben tesirinin daha nice on yıllara yayılacağını inanıyorum. Ezgilerinin hepsi ağır bir iklim taşıyor adlarında içten içe. Dinlemeye dalmışken bazen acıdan inlemeye dalmış halde buluyorsunuz kendinizi.
Yüreğini, canını ortaya koymak buna denmez de başka neye denir?
İnsanların beyaz-siyah, Türk-Kürt olması onun için ayrıştırıcı özellik taşımıyor; dinde, dertte bir isek benim için bu kâfi, der “Benim Kavgam”da Adil Avaz. Çocukları hareketlendirir “Koşun Çocuklar” ezgisinde; savaşın evlatlarına yapılan oyunları birer birer hiciv diliyle anlatır. “Selam Vermedim” diyerek kendine dönük öyle bir özeleştiri gerçekleştirir ki, bunun dozunun derecesini ancak dinleyince ölçebilirsiniz. İnsan cinsinin ne ve nasıl olduğu üzerinde sorgulayıcı ifadeleri buluyoruz “İnsan” çalışmasında. Ağıtsal bir yorumla şenlendirdiği “Anneciğim” eseri, yaşanmışlıkların, göğüslenen çilelerin faillerinden dem vurur.
Bir “Zeynebim” var ki bir “Zeynebim”, yıllardır süregelen tavizsiz mücadelenin apaçık resmidir bu ezgi. Tâ eylülden kalan kara kışların hesabına kalmamalarını tavsiye ediyor bacılarına, Zeyneplere. Siz mücadelenize devam edin yeter ki, ben Torus’u yere serer, Fırat’a-Tuna’ya setler çekerim, diyor. İşte yüreğini, canını ortaya koymak buna denmez de başka neye denir? Hâkimiyet Allah’ındır, kimin bundan şüphesi olabilir! Eğer bundan şüphe duyulmuyorsa, bu hakikate uygun yaşamanın zorunluluğunda olmalı müminler. Tahta beşiklerde umut sallayan, bir kavga için gül yetiştiren yarına sevdalı anneye, annelere selam veriyor içtenlikle sanatçımız.
Direnmenin ve bilenmenin kol gezdiği bir albüm olan “Benim Kavgam”, Adil Avaz gibi mutedil bir avaz sahibinin ihlâsından coşup geliyor. Onun ezgileri, dinlemekle dondurulacak kadar hafif değil. Lakin her zihnin kaldıramayacağı kadar da ağır ve kahır yüklü. Biz kaldırabildiğimizden değil, bu yükü beraber omuzlanalım için bahis açtık ondan.
Her albümünün ayrı bir güzelliği var sanatçımızın. Sadece “Benim Kavgam” demeyi kâfi görmemiş: “İsyan Türküleri”, “Meydan Okuyorum”, “Silvanlı” ve “Çoban Yıldızı” albüm çalışmalarını da Asır Ajans mihmandarlığında kardeşlerine ulaştırmıştır. Birkaç yıl evvel tekrar albüm çıkarma düşüncesi olduğunu duymuştuk; ama ses-seda yok şu anda. En son albümü olan “Çoban Yıldızı”nı 99’da buluşturmuştu bizlerle. Dileğimiz, yeni albümleriyle bizi buluşturma geleneğini sürdürmesi yönündedir. Kavganın mümincesine dalmak için Adil Avaz ezgilerine buyurun siz de.
Fatih Pala
Kaynak: dunyabizim.com