- Mavrova'dan Aldım Sümbül
- Ruhi Su - Drama Köprüsü
- Yanana Yanane (Jarnana)
- Karyolamın Demiri
- Erkan Oğur - İ. Hakkı Demircioğlu - Bülbülüm Altın Kafeste
- Safiye Ayla - Alişimin Kaşları Kara
- Elveda Rumeli - Mendilimin Yesili
- Şükriye Tutkun - Rodop Dağları Bre Pakizem
- Tolga Çandar Karyolamın Demiri
- Elveda Rumeli - Sözüm Var
- Erkan Oğur - Pencereden Kar Geliyor
- Şükriye Tutkun - Arda Boyları
- Melihat Gülses - Çalın Davulları
- Sertab Erener - Kırmızı Gülün Alı Var
- Melda Kuyucu Kılıç - Arabaya Taş Koydum
- Alpay - Ben Armudu Dislerim (1974)
- Estergon Kalesi
- Rumeli türkü - Ramizem (İndim Bahçeye)
- Havva Karakaş - Ramizem (Bir Evler Yaptırdım)
- Rumeli türkü - Kızım Be Kızım Naciye Kızım
- Rumeli Türkü
- Soner Özbilen - Belgrat Yolu İnce Urgan
- Ümmüşen - Öyledir Ey Öyledir
- Kim Görmüştür Güzellerin Vefa
- Aksadeler Giyer Boylu Boyunca
- Melihat Gülses - Sabah Oldu Uyansana
- Sabriye Sayın - Ak Güvercin Olaydım (Ramo)
- Elif Avcı - Doldurdum Mangali
- Havva KArakaş - Ati Kadın Niçin Ağlar
- Candan Erçetin & Arif Şentürk & Havva Karakaş - Ramizem
- Havva Karakaş - Ben Bir Göçmen Kızı Gördüm
- Tuna Nehri Akmam Diyor Plevne Mehter Marşı
- Luan Hajra - Rroka Mandolinen
- Havva Karakaş - Entarisi Ala Benziyor
- Volkan Konak - Entarisi Ala Benziyor
- Havva karakaş - Gülo
- Havva Karakaş - Yunaçe Ludo
- Rumeli Türküleri - Aman Bre Deryalar
- Tanju Okan - Kızılcıklar Oldu mu?
- Elçin Bulut - Yeni Cami Avlusunda
- Zeynep İlhan - Çıksam A Urumelin Düzüne
- Balkan Trakya yöresi - Bahçalarda Börülce
- Osman Aga
- Brenna Maccrimmon
- Selim Sesler - Şu Karşıki Dağda Bir Fener Yanar
- Selim Sesler & İdil Üner - Saniye'm
- Yıldız Tilbe - Yüksek Yüksek Tepelere
- Selim Sesler & Brenna Mac Crimmon - Penceresi Yola Karşı
- Brenna MacCrimmon - Şemsiyemin Ucu Kare
- Candan Erçetin - Vay Halime & Ramo
Rumeli Türküleri
15-20. yüzyıllar arasında Rumeli topraklarında Türkler tarafından yaratılmış, bestecisi bilinmeyen sözlü müzik parçalarına verilen genel ad.
Rumeli türküleri, tıpkı Anadolu türküleri gibi zamanla ve yöreden yöreye az ya da çok değişmiş, gerek melodik çizgi, gerekse sözlerin müzikle kaynaşması açısından giderek daha yetkin hale gelmiştir. Çoğunun hangi yöreden çıktığı bilinmez. Gezginler ve askerler aracılığıyla Rumeli türkülerinin bazısı İstanbul'a, hatta Anadolu'ya kadar gitmiştir. Aşk, doğa, savaş, zafer, bozgun gibi çok çeşitli temaların işlendiği Rumeli türkülerinin çoğu, usta bestecilerin elinden çıktığı izlenimini uyandırır.
Rumeli türkülerinde en çok düyek, sofyan ve aksak usullerine rastlanır. En çok kullanılan makamlarsa uşşak, hicaz, evç ve hüzzamdır. Gerek usuller, gerekse makamlar, klasik Türk müziğinde olduğu gibi kullanılmıştır. Oysa Anadolu türkülerinin pek çoğunda, özellikle makamların işlenişi oldukça farklıdır. Kıvrak ezgili birçok Rumeli türküsü, zamanında İstanbul'da köçekçe takımlarına alınmıştır.
Günümüzde de Türkiye'nin her yanında bilinen Rumeli türküleri arasında “Dağlar dağlar viran dağlar”, “Estergon Kal'ası su başı durak”, “Köşküm var deryaya karşı”, “Maya Dağdan kalkan kazlar” (Vardar Ovası), “Yine şahlanıyor kolbaşının kır atı”, “Kırmızı gülün adı var”, “Gide gide yarelerim dirildi”, “Ayağına giymiş sadef nâlini”, “Atladım bağçene girdim gülleri fincan gibi”, “Şahane gözler şahane”, “Havada turna sesi var”, “Çıkayım gideyim Urumeli'ne”, “Aliş'imin kaşları kare”, “Alıverin bağlamamı çalayım”, “Fincanı taştan oyarlar”, “A benim mor çiçeğim” sayılabilir.
Rumeli türkülerinin büyük bir bölümü İstanbul'da Tamburacı Osman Pehlivan'ın okuyuşundan notaya alınmıştır. Bugün Balkanlar'da yaşayan Türkler arasında bu türkülerin birçok çeşitlemesi oluşmuştur.
Rumeli türküleri 'nin musiki sistemi, bütün unsurlarıyle türk musikisi sistemidir. Bu türküler, türk dizisi, türk makamları, türk usulleri ve türk formları içinde bestelenmiştir. Rumeli türkülerinin özellikleri ezgi, beste ve icra yönlerinde görülür:
Rumeli türkülerinde, doğduğu ortamın icabı olarak; sıla hasreti, kahramanlık, sevgiliye duyulan özlem, üstün bir sanat zevki ve anlayışı içinde birleştirilmiş, bütünleştirilmiştir; 2. beste yönünden. Rumeli türküleri ve serhat-sınır türküleri adı altında toplanan bu eserler, bir halk musikisi şekli (form) olan türkü adiyle anılmasına rağmen çoğunlukla sistem yönünden türk sanat musikisi kurallarına uygundur. Bu eserlere türkü denmesinin sebebi, güftelerinin halk musikisi ürünlerini andırmasıdır. Klasik türk musikisinin kar, beste, semai gibi ağır formları dışında rumeli türküleri, anadolu türkülerine nazaran sanat musikisine, özellikle şarkı formuna daha yakın eserlerdir. Anadolu türkülerinde genellikle makam disiplini yoktur. Bir makamda başlayıp başka makamda biten, hattâ makamın ve dizinin bütün seslerini kullanmayan, durak, güçlü, yeden gibi özel görevi olan seslerin bu görevlerine itibar etmeyen eserler çoğunluktadır. Rumeli türküleriyse genellikle kurallara daha uygundur; 3. icra yönünden. Rumeli türkülerinin doğduğu ortam bu musikinin, resmî ordu sazı olan mehter ile kendi sazını cenge, akına birlikte götürmüş askerlerin cura, tambura, meydan sazı, meyi ile icra edildiğini düşündürmektedir.
Kaynak: balkanpazar